Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından her ay açıklanan veriler, ne yazık ki gerçek hayatla bağını giderek daha fazla yitiriyor. Açıklanan oranlar, halkın pazarda, markette, evinde yaşadığı gerçek enflasyonun üzerini örtmeye yarıyor. Kağıt üzerinde "düşüş" olarak gösterilen rakamlar, mutfakta karşılığını bulmuyor. Tersine, yoksulluk daha da derinleşirken; geçim koşulları gün geçtikçe ağırlaşıyor.
Haziran ayında yıllık enflasyon artışı %35,05 olarak açıklanırken, aylık artış %1,37 olarak gösterilmişti. Temmuz ayında ise yıllık enflasyon artışının %33,52'ye gerilediği iddia edilse de aylık artış %2,06'ya yükseldi. Halkın cebindeki para hızla erirken, TÜİK bir kez daha "enflasyon düşüyor" masalını sürdürmeyi tercih etti. Bu rakamlar, emekçilerin yaşadığı gerçeklikle çelişmektedir.
Bugün emekçiler her sabaha daha yorgun başlıyor; çünkü her geceyi borçla, açlıkla, kaygıyla geçiriyor. Halk gıda, ulaşım, sağlık ve barınma gibi en temel ihtiyaçlara erişim giderek daha güç hale geliyor. TÜİK ise hala çarşıdan-pazardan değil, iktidarın masasından veri topluyor.
Gerçek dışı verilerle maaş zamlarının baskılandığı, kamuoyuna şeffaf biçimde açıklanması gereken verilerin manipüle edildiği düzende, emekçinin cebinden alınan her kuruş TÜİK eliyle meşrulaştırılıyor. Bu yöntem, emeğin sistematik biçimde değersizleştirilmesidir.
Bu adaletsizliğe sessiz kalmayacağız. Emeğin örgütlü gücüyle, yalnızca istatistikleri değil, emekçinin hayatını değiştirmek için mücadele ediyoruz. Eğitim-İş olarak talebimiz ve TÜİK'e çağrımız nettir:
Açıklanan veriler siyasi beklentileri değil, gerçek enflasyonu yansıtmalıdır. "Gerçek" verilere göre açıklanacak olan enflasyon farkı, maaş ve ücretlere aylık olarak yansıtılmalıdır.
Biz yoksulluğun kader olmadığını, eşitsizliğin meşrulaştırılamayacağını, bu düzenin değişebileceğini biliyoruz ve bunun için mücadele ediyoruz. Sahte enflasyon verilerinin değil, halkın yaşadığı gerçekliğin tarafındayız. Emekçilerin sesini her yerde duyurmaya devam edeceğiz.
Serhat Birikim / Kars Hasan OTHAN