9486,56%0,12
39,20% -0,11
44,64% -0,54
4175,09% -1,44
6833,74% 0,00
Aktaş,Kurtuluş ilkokulu konferans salonunda Türkçenin kullanımı, Türk dilinin özellikleri konusunu örneklerle anlattı.
Akay Aktaş şunları söyledi:”Ben burada anadilimizin sizlerin de özünde iyi bildiğiniz ve farkında olmadan kullandığınız Türkçemizin matematiksel özelliklerinden söz edeceğim.
Türkçemize yalnızca edebi metinlerde değil hayatın her alanında özen göstermemiz gerek. Ve yalnızca kelime olarak değil, anlamı yerinde kullanma, mantığa uygunluğu da dahil. Bir filmde gereği düşünüldü : -Sanığın beraatine diyor hakim, ve sanık mahkemeden çıkıp evine gidiyor. Olmaz. Diğerinde hakim soruyor sanığa: Adınızı öğrenebilir miyiz ne kadar kibar bir hakim. Onlarca defa mahkemem oldu. Hiç bir hakim bana böyle sormadı. Zaten günümüzde kimliği zabıt katibine verirsin o da yazar
Türkçe’de noktalama, imla elbette ki büyük önem taşır. Ama kelimeleri yerli yerinde, cümlenin anlamına, anlatılmak istenen duruma göre kullanılması daha önem taşır.
Ben burada Türkçe’nin temel kurallarından söz edeceğim
Türkçe yoğun bir dildir, derindir. Kökü çok diplerde olduğundan, uzun yıllar içinde fazlalıklardan arınmıştır. Bir fikir kısa sözcüklerle rahatça anlatılabilir.
"Okutturdu" sözünü Farsça söyleyebilmek için kaç kelimeye ihtiyaç vardır mesela?
7 mi ? 10 mu? 13 mü?
Öyle kelimelerimiz vardır ki, bir İngiliz dilbilimci bir sayfa yazsa bile o anlamı çıkartamaz.
"Türk dilinin yapısı matematikseldir. Türkçe okunduğu gibi yazılan, yazıldığı gibi okunan bir dil olduğundan bilgisayar için en yatkın dildir."
Dünyada, geçmişi 4000 yıl öncesine giden diller bir elin parmaklarını geçmez. Türkçe bunlardan biridir.
Denilebilir ki “Öyleyse bir Türk dâhisi olan Atatürk ,neden Göktürk alfabesine dönmek yerine Latin harflerini kabul ettirdi?”
“Aslında ‘Latin alfabesi’ denilen harfler, Roma devletinin öncüsü olan Etrüsk devletinin alfabesinden alınmıştır.
Etrüsklerin, devleti, dişi bir kurt tarafından emzirilen Romus ile Romulus’un kurduğuna dair destanları, Ergenekon destanı ile aynıdır, Etrüsk alfabesi ise rünik Türk alfabesidir. Latin alfabesinin Etrüsk alfabesi örnek alınarak hazırlandığı çok açıktır. Etrüsk alfabesi, Yenisey alfabesi ile hemen hemen aynıdır. Rünik yazılar, Göktürk yazıtlarında Yenisey yazıtlarında ve ‘Altın Elbiseli Adam’ ile birlikte bulunan yazılarda da kullanılmıştır. İskandinav ülkelerinde bulunan bütün yazıtlardaki alfabe de Rünik Türk alfabesidir. Bugünkü Batı medeniyetinin temeli olan yazı, yani Latin alfabesi, Türk yazı sisteminden alıntıdır. Avrupa, medeniyetinin temelinde Türk alfabesi vardır.
Atatürk, kendi döneminde bu bilgilere vakıf olduğu için 8 Ağustos 1928’de, temeli rünik Türk yazısı olan yeni alfabeye ‘Türk alfabesi’ demiştir.”
Ziya Gökalp
Aruz sizin olsun, hece bizimdir,
Halkın söylediği Türkçe bizimdir,y
“Leyl” sizin, “şeb” sizin, “gece” bizimdir,
Değildir bir mana üç ad’a muhtaç.
Tam 100 yıl önce Kemal Paşazade Sait Bey’in yazdıkları ile bitirelim;
Arapça isteyen Urban’a gitsin,
Acemce isteyen İran’a gitsin
Frengiler Frengistan’a gitsin
Ki biz Türk’üz, bize Türkçe gerekir!