CHP Eski Genel Sekreteri Gürsel Tekin, vatandaşın cebindeki paranın, yılbaşından bu yana eriyip buharlaştığını belirterek, “2024 yılına 17.002 TL olarak giren asgari ücretin alım gücü, bugün TCMB’ye göre 11.741 TL’ye, İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) verilerine göre ise 10.788 TL’ye düştü. Yani vatandaşın cebindeki en az 5.261 TL, hatta İPA hesaplamalarına göre 6.214 TL buharlaştı. Soruyorum, bu parayı kim çaldı?” dedi.
Tekin açıklamasında, enflasyonun vatandaşın günlük yaşamında yarattığı tahribata dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Bugün asgari ücretlinin maaşıyla Ocak ayında alabildiği ürünlerin yarısı alınamıyor. Market raflarındaki fiyatlar uçmuş, sofralarda temel gıda ürünleri eksilmiş. Bir yıl önce asgari ücretle 20 kg et alınabiliyorken, bugün 12-13 kg alınabiliyor. Bir kilo peynir, bir kilo yağ almak bile vatandaş için mücadele haline geldi. Çocuklar okula boş beslenme çantalarıyla gidiyor, anneler babalar fatura korkusuyla uyuyamıyor. Kiralar uçmuş, hayat pahalılığı insanları yaşama tutunmaktan kopma noktasına getirmiş. Bunu vatandaşın anlaması için daha fazla örneğe gerek var mı? Bu tabloyu herkes yaşıyor ve görüyor.”
"ASGARİ ÜCRET EN AZ 30 BİN TL OLMALI!"
Tekin, yılbaşındaki (2024)alım gücünü koruyabilmek için asgari ücretin bugün 30 Bin TL olması gerektiğini belirtti. Ancak bunun bile yeterli olmayacağını belirterek, “Bu seviyeler bile ancak yılbaşındaki alım gücüne dönebileceğimiz anlamına geliyor. Oysa vatandaşın geçmiş kayıplarını telafi edecek, önümüzdeki yılın enflasyonunu da dikkate alan bir artış gerekiyor. Aksi halde vatandaşın sırtındaki yük daha da ağırlaşacak” dedi.
Tekin, “Bu tablo, kötü yönetimin açık bir sonucudur. Ekonomideki gerçeklik, halkın sofrasından çalınıyor, cüzdanına yansıyor. Fahiş enflasyon, sürekli artan fiyatlar ve yerinde sayan maaşlar halkı borca, yokluğa, çaresizliğe sürüklüyor. Vatandaşın enflasyon karşısında korunması, bir lütuf değil devletin asli görevidir. Ancak mevcut iktidar bu görevi yerine getirmek bir yana, halkı kaderine terk etmiş durumda. Türkiye’nin bir an önce halkın ihtiyaçlarına öncelik veren bir ekonomik anlayışa geçmesi gerekiyor. Asgari ücrette yapılacak artış sadece enflasyon farkını kapatmakla sınırlı kalmamalı. Vatandaşın geçim sıkıntısını azaltacak ve geleceğe umutla bakmasını sağlayacak bir düzenleme şart. Bu ülkenin çalışkan insanları, insanca yaşamayı hak ediyor. Onların emeğini, alın terini koruyacak politikaları hayata geçirmek zorundayız. Bugün Türkiye’de asgari ücretlinin cebindeki 6.000 TL’yi kim çaldıysa, bunun hesabını verecek. Bu halk daha iyisini, daha adilini hak ediyor. Çözüm var, yeter ki halktan yana bir yönetim anlayışı olsun. Dedi