9078,43%-1,59
38,44% -0,11
43,66% -0,14
3989,41% -1,97
6483,07% -2,19
Aşıklık Geleneğinde derin izler bırakan Aşık İsrafil (Seyyati) Uzunkaya”nın “SEYYATİ” Adlı kitabı okurlarıyla buluştu.
Serhat Birikim Gazetesin ziyaret eden Aşık İsrafil (Seyyati) Uzunkaya”nın “SEYYATİ” kitabını hediye etti
Kitap imzalarken aşıklık geleneğini hakkında önemli açıklamalarda bulunan Aşık İsrafil (Seyyati) Uzunkaya, “SEYYATİ” Kitabı Aşıklık geleneğini gelecek kuşaklara aktarmak için yapılan önemli bir yayın organıdır dedi.
Aşık İsrafil (Seyyati) Uzunkaya’nın hayatını kaleme alan Gazeteci Yazar Mustafa Küpeli, Aşık uzun kaya o toprakların kültürel dilidir.
İşte Aşık İsrafil (Seyyati) Uzunkaya’nın hayatı
Ozanlık geleneği, İslamiyet öncesi Türk kültürü döneminde, ölüm törenleri olan Yuğ’larda, sığıtçı.. Yani ağlayıcı ve ağlatıcı bir çeşit ağıtçılık görevlerini yerine getirdiği bilinmektedir.
Türk kültürünün ayrılmaz bir parçası olan Ozanlık, şiir sanatı kökleri oldukça derinlere uzanan bir geçmişe sahiptir. Tarihten Günümüze kadar birtakım izler bırakarak bugüne ulaşmayı başarmasında Kültür Bakanlığı sanatçısı AŞIK İsrafil UZUNKAYA (SEYYATİ) ’nın da içinde bulunduğu Ozanların payı çok fazladır.
Orta Asya’daki ozanların Anadolu’ya gelip, Âşık adını almasıyla gelişen ve güçlenen gelenekler içinde; başta saz çalmak olmak üzere, mahlas alma, rüya sonrası âşık olma (bade içme), usta- çırak disiplini içinde bulunma, muamma kurma ve çözme, tarih bildirme, nazire söyleme gibi gelenekleşen belli kurallarla varlığını Sürdüren bu geleneğin tam ortasında kendini bulan Kültür Bakanlığı sanatçısı AŞIK İsrafil UZUNKAYA (SEYYATİ)’nin aşıklık kültürüne sevda salıp 55 yıldır ozanlık yapmaktadır.
İsrafil Uzunkaya, yaratıcı, doğaçtan söyleyen, yetenekli, kıvrak zekâlı Elindeki sazını yüreğinden kopan özgün söyleyişlerle bütünleştirip insanları etkileyip ozanlık geleneğini sürdürme erdemi içinde de olup önemli katkılar sunmuştur.
Ozanlar yatağı Kars Ardahan Çıldır yöresinden çıkan Aşık Şenlik Aşık Mazlümi, Aşık Zuali, Aşık Kağızmanlı Hıfsı, Aşık Mevlüt İhsani, Aşık Rüstem Alyansoğlu, Aşık Sabri Şimşekoğlu, Aşık Murat Çobanoğlu ve Günümüzün çınarı Aşık Şeref Taşlıova ve diğer ozanlardan feyiz alıp ozanlık geleneğine ışık tutan İsrafil Uzunkaya Eserlerini Gelecek kuşaklara aktarmak için “AŞIKLIK TARZI GELENEKSEL HALK HİKAYELERİ” adlı kitabıyla okurlarının karşısına çıkarken bana bir önsöz yazmam için teklifte bulununca severek kabul ettim
Aşık İsrafil Uzunkaya benim doğduğum topraklara Kafdağı’nın eteklerinde koyun çobanının çaldığı kavala sevda salmıştı. Bazen türkülerinde hep benim memleketimin yokluğunu yoksulluğunu çaresizliğini konu etmiştir.
Gurbete olan göçün hasretini anlatırken hüzün vardı, Çıldır’ın Festivalleri yaylalarda, düğünlerde oynayan genç kızları meleşen koyun kuzusu vardı.
Uzunkaya’nın türkülerinde Köyden at kızaklarıyla hastanelere getirilirken ve Erzurum’a giden hastaların yolda ölümü vardı türkülerinde Uzunkaya, Bu yüzden Önsöz yazmayı kabul ettim
1957 Ardahan ili Çıldır İlçesi Eşmepınar köyünde doğmuş aşıklığa (Seyyati) mahlasıyla aşıklık yapmaya başladı.
Sesi güzel olduğu için Okulda koro halende türkülerini yanında bir çok tiyatroda oynadı. 13 Aşık Yılmaz Şenlikoğılu’un çırağı olarak başladı.
Çıldır ovasında, dağlarında koyunlarına çobanlık yaparken. Elinde kaval çalar bazen de söylediği yanık türkülerini duyanlar yanına gelir dinleyenler hüzünlenir, bazıları Geleceğin aşağıdır der giderlerdi.
14 Yaşlarında yörede ozan olarak ün salan Uzunkaya Yaylalara giden göçlerde çalınan davul zurnayla renklendirirken köyün tek ozanı İsrafil Uzunkaya, türkü söylemeye başlamasıyla bütün gençler genç kızlar arkasından gelerek ayrı bir güzellik katarlardı.
Zaman geçtikçe yörenin sanatçı kimliğine bürünen ÂŞIK İsrafil UZUNKAYA (SEYYATİ) olan İlgi aşkı da beraberinde getirmişti.
###Ozanlık Geleneğinin ocağı Çobanoğlu Gazinosunda çıraklığı;
Aşıklığını geliştirmek için Murat Çobanoğlu gazinosuna giderek Üstatlar’dan öğüt, nasihat, hoş görü alarak onlar gibi ozan olmaya çalışan Uzunkaya Kısa zamanda çıraklık eğitimini tamamlar. Daha sonra meclislerde türkü söylerken herkesi dinletmeyi başarmış Ustalarının yüzünü kara çıkarmamıştı.
Türklerin yaşamında özellikle yerleşik yaşama geçtikten sonra kahvehanelerin önemli bir yer tuttuğu dönemlerde Kars, Ardahan Çıldır gibi Anadolu kentlerinde bulunan kahvehanelerde programlar yapıp herkesi etkileyen Aşık İsrafil Uzunkaya Özel gittiği konaklarda, düğünlerde köy odalarında program yaparak Ozanlık geleneğine önemli hizmet vermiştir.
Aşıklık geleneğinin gelecek kuşaklara aktarılması için Çırak eğitiminin önemli olduğunu bilen AŞIK İsrafil UZUNKAYA (SEYYATİ)’in Çırakları Yavuz Timur, Bora karasu ve, Alperen Topkaya Usta âşık; çırağının sazı iyi çalmaya ve türküleri güzel söyleyene kadar çırağını izleyen Usta bir öğreticidir.
Bu gün Ozanlık geleneğinin eksikliğini gören yaptığı icraatlar birtakım geleneklerin oluşmasına neden olan şiir Hikaye anlatmak tarzını iyi kullanan Uzunkaya kendi şiirlerinin değişik coğrafyalara yayılma ve zenginleştirme görevlerini saz eşliğinde şiir söyleme ve destan anlatma geleneğini ustaca anlatarak insanların yüreğinde derin izler bırakmıştır.
Geçmişten günümüze âşıklık geleneğinin sürdürülmesinde iletişim araçlarının rolü çok olduğu bilinmektedir. Uzunkaya zaman zaman Televizyonlarda program yaparak bazen ‘de arkadaşlarının yaptığı TV programına katılarak Ozanlık geleneğini geniş kitlelere duyurmayı başarmıştır.
20. yüzyılla birlikte halkın zevkine hitap etmek için halk hikâyelerini Uzunkaya’nın eserlerini Hikâyelerini ve şiirlerini gelecek kuşaklara aktarmak için “ AŞIK İsrafil UZUNKAYA (SEYYATİ) Hayatı Sanatı Eserleri” adlı bir şiir kitabı yazarak eserlerini ölümsüzleştirmiştir.
Ben dilimin döndüğü kadar Uzunkaya’yı anlatmaya çalıştım Siz değerli okurlar Kitabı içindeki öyküleri şiirleri Okurken çok zevk alacağınıza eminim iyi okumalar.
Davet Ettim Dostu Gönül Dağına
Yollarına Çiçek Serdim olmadı
Pay Eyledim. İçimdeki Dünyayı
Hiç Hesap yapmadan durdum olmadı
Bölüştü Benimle Fani Dünyayı
Ana Hibe ettim. Seheri Köyü
Hissede Yakinken Gönül Sarayı
Yüzde Sefl Senini Verdim Olmadı
Kayıla Almadım Pulu Parayı
Zehir ettl Bana Fanı Dünyayı
Kış Ayında Yaz Eyledim Doğayı
Zehmeride Çiçek derdim Almadı
Ümit Deryasına ekdim Ekini
Safına Çekmedi. Bu Gam Eflakin
Canımı Yoluna Verdim Olmadı dedim
Seyyatiye etme bu nazı
Ateş Oldu Han Heremin Sevdası
Giydirdi Eynıme Kanlıbaşı
Çekilir Kenarda Durdum Olmadı
------
Tan Yıldızı Yücelenif Doğmadı Doğmadı
Karışdı Hoyrata Hele Gel Hele
DEM Yağmuru Zamanında Yağmadı
Döndü Zulumata Hele Gel Hele
Bey Halmanı Ters Rüzgara Savurdu
Buz Kalayıf Kıldan Kebap Çevirdi
Yınıf Köyü Geleneyi Devirdi
Bindi Terse ata Hele Gel Hele
Tarif olmaz Yeminlerin Hüneri
Güneşin önünde Yakmış Feneri
Akbaba Bey Olmuş Şafsın Serseri
Pehlivan Sercede Hele Bak Hele
Gel ey-aydın Yüzlüm Etme Bu Nazı
Yanlış Tartel Adaletde Terazı
Bey Cığırıkan olmuş anlamsız Söz
Hatır Saymaz Zata- Hele Bak Hele
Makamın Rüyada Meydana Aşdı
Seyyahtı Şaşırıf Bu Hale Şaşdı
Küsdü Zanata Hele Gel Hele
Mahir KÜPELİ/Serhat Birikim/İstanbul