9031,82%-2,18
34,45% 0,00
36,33% -0,03
2935,99% 0,04
4929,17% 0,00
Klinik Psikolog Sinem Baran Ekinci, "Ebeveynler kendi duygu durumlarını sabah çocuk evden ayrılırken kontrol edebilmelidir. Çocuğa karşı evden çıkarken kaygılı bir tutum sergilenmemelidir"
Klinik Psikolog Sinem Baran Ekinci, "Ebeveynler kendi duygu durumlarını sabah çocuk evden ayrılırken kontrol edebilmelidir. Çocuğa karşı evden çıkarken kaygılı bir tutum sergilenmemelidir"
İlkokul birinci sınıf ve okul öncesi eğitime başlayacak öğrencilerin, okul kaygılarını gidermek için 2 Eylül Pazartesi günü 'Uyum Haftası' başlayacak. Öğrenciler, bir haftalık uyum süreciyle okullarına ve öğretmenlerine alışacak.
Uzmanlar, uyum haftası öncesinde, 'Okulda eğleneceksin, çok mutlu olacaksın' gibi konuşmalar yapılmamasını öneriyor. 2 Eylül Pazartesi günü ders zili okul öncesi ve birinci sınıfa başlayacak öğrenciler için çalacak. Onlar için uyum haftası başlayacak.
Klinik Psikolog Sinem Baran Ekinci, uyum haftası öncesinde öğrencilerle yapılan konuşmalara dikkat edilmesini önerdi. Ekinci açıklamasını şöyle sürdürdü: "
Özellikle anaokulu ve 1. sınıf öğrencileri için okula uyum haftası büyük önem taşımakta.Tüm ögrecilik hayatı boyunca çocuğun okulu nasıl algıladığı başarılı ya da başarısız olaması ile direkt ilgilidir.Bu sebeple uyum haftası aslonda bu algı için çok kritik bir önem taşımaktadır.
Sadece çocuğun değil velilerinde bu haftada aktif rol almaları gerekir.
Çocuğun gideceği okul ortamı ve öğretmeni hakkında pozitif düşüncelere sahip olmaları ve bunu çocukla paylaşmaları okulla iligili kalıcı bir izlenim yaratacaktır çocukla.Öğretmenle çocuk ve kendileri hakkında bilgileri,beklentileri karşılıklı olarak paylaşmak hem öğretmenin hem de çocuk ve ailesinin işini kolaylaştıracaktır.
Okula uyum sürecinde okulun ne kadar önemli bir yer olduğu, hayatında ne büyük bir anlam ifade ettiği eğer başarası olursa ile başlayan cümleler kesinlikle veliler tarafından çocuklara söylenmemelidir.
Bu aşırı önemseyic. tutum çocukları okuldan korkutup bir okul fobisi yaratabilir.Bunun yerine öğretmeni, arkadaşları ve çocuğun duyguları üzerine sohbet etmek çok daha faydalı olacaktır.Sorumluluklarından bahsederken yaşı ve yeni bir ortamda yabancı olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir
Öncelikli olarak belki evden ilk kez bu kadar ayrı kalacağı,belki kaygılı-kaçıngan bağlanma tarzı geliştirmiş olabileceği göz önünde tutularak okulun onun için güvenli bir yer olduğu vurgusu yapılmalıdır.
Bu konuda ikna edilmemiş çocuklarda okula uyum süreci uzun zaman alır ve okul algısı ne yazık ki ilerisi içinde sorun haline gelebilmeltedir
Okul hakkında açıklama yapılmalı ve dürüst olunmalıdır.Sadece oyun oynanan bir yer olarak anlatılması hayal kırıkılığı yaratır.
Ebeveynler kendi duygu durumlarını sabah çocuk evden ayrılırken kontrol edebilmelidir.Çocuğa karşı evden çıkarken kaygılı bir tutum sergilenmemelidir
Çocuk okulu ilk olarak anne-baba gözetiminde gezmeli ve tanımalıdır.
İlk gün öğretmenin izin verdiği sınırlar iöerisinde çocukla birlikte olunmalı fazla kalmak için çocukların yanında ısrarcı olunmamalıdır.
Sınıfa girmek istemezse onu beklediğinizi çıkışta onu alacağınızı açık ve net cümlelerle ifade etmek gerekir.
Özellikle ilk günlerde eve dönüşte aşırı soru sormamak kendisinin anlatmasını beklemek gerekir.Bugün olan en güzel şey neydi gibi sorular sorup cevap alamazsak ısrarcı olamamak gerekir.
Başka çocuklarla, velilerle ,sınıflarla kıyas etmekten kaçınılmalıdır.
Uzun süreli karın ağrısı, baş ağrısı, okula giderken aşırı ağlama, mutsuzluk gibi belirtiler iki haftadan uzun sürerse çocukta okul fobisi yaratmamak adına ısrarcı olmak, zorlamak yerine bir uzmandan yardım alınmalıdır.
İlk iki hafta bunların olması normaldir. Kendi okula başlama anınılarınızı paylaşabilir,duyguları hakkında sohbet etmeyi deneyebilirsiniz.
Başka çocuklarla kıyas etmekten kaçınmalısınız. Süreç ıki haftayı geçerse yardım alınmalıdır. Aksi taktirde ileride kaygı bozukluğu yaşanması muhtemeldir. Şimdiden herkes için iyi bir okul yılı olması temennisiyle...
Özellikle anaokulu ve 1. sınıf öğrencileri için okula uyum haftası büyük önem taşımakta. Tüm öğrencilik hayatı boyunca çocuğun okulu nasıl algıladığı başarılı ya da başarısız olaması ile direkt ilgilidir.
Bu sebeple uyum haftası aslonda bu algı için çok kritik bir önem taşımaktadır.
Sadece çocuğun değil velilerinde bu haftada aktif rol almaları gerekir.
Çocuğun gideceği okul ortamı ve öğretmeni hakkında pozitif düşüncelere sahip olmaları ve bunu çocukla paylaşmaları okulla iligili kalıcı bir izlenim yaratacaktır çocukla.Öğretmenle çocuk ve kendileri hakkında bilgileri,beklentileri karşılıklı olarak paylaşmak hem öğretmenin hem de çocuk ve ailesinin işini kolaylaştıracaktır.
Okula uyum sürecinde okulun ne kadar önemli bir yer olduğu, hayatında ne büyük bir anlam ifade ettiği eğer başarasız olursa ile başlayan cümleler kesinlikle veliler tarafından çocuklara söylenmemelidir.
Bu aşırı önemseyic. tutum çocukları okuldan korkutup bir okul fobisi yaratabilir. Bunun yerine öğretmeni, arkadaşları ve çocuğun duyguları üzerine sohbet etmek çok daha faydalı olacaktır.Sorumluluklarından bahsederken yaşı ve yeni bir ortamda yabancı olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir
Öncelikli olarak belki evden ilk kez bu kadar ayrı kalacağı, belki kaygılı-kaçıngan bağlanma tarzı geliştirmiş olabileceği göz önünde tutularak okulun onun için güvenli bir yer olduğu vurgusu yapılmalıdır.
Bu konuda ikna edilmemiş çocuklarda okula uyum süreci uzun zaman alır ve okul algısı ne yazık ki ilerisi içinde sorun haline gelebilmektedir
Okul hakkında açıklama yapılmalı ve dürüst olunmalıdır. Sadece oyun oynanan bir yer olarak anlatılması hayal kırıklığı yaratır.
Ebeveynler kendi duygu durumlarını sabah çocuk evden ayrılırken kontrol edebilmelidir.
Çocuğa karşı evden çıkarken kaygılı bir tutum sergilenmemelidir
Çocuk okulu ilk olarak anne-baba gözetiminde gezmeli ve tanımalıdır.
İlk gün öğretmenin izin verdiği sınırlar öerisinde çocukla birlikte olunmalı fazla kalmak için çocukların yanında ısrarcı olunmamalıdır.
Sınıfa girmek istemezse onu beklediğinizi çıkışta onu alacağınızı açık ve net cümlelerle ifade etmek gerekir.
Özellikle ilk günlerde eve dönüşte aşırı soru sormamak kendisinin anlatmasını beklemek gerekir. Bugün olan en güzel şey neydi gibi sorular sorup cevap alamazsak ısrarcı olamamak gerekir.
Başka çocuklarla, velilerle, sınıflarla kıyas etmekten kaçınılmalıdır.
Uzun süreli karın ağrısı, baş ağrısı, okula giderken aşırı ağlama, mutsuzluk gibi belirtiler iki haftadan uzun sürerse çocukta okul fobisi yaratmamak adına ısrarcı olmak, zorlamak yerine bir uzmandan yardım alınmalıdır.
İlk iki hafta bunların olması normaldir. Kendi okula başlama anılarınızı paylaşabilir, duyguları hakkında sohbet etmeyi deneyebilirsiniz. Başka çocuklarla kıyas etmekten kaçınmalısınız.
Süreç iki haftayı geçerse yardım alınmalıdır. Aksi taktirde ileride kaygı bozukluğu yaşanması muhtemeldir. Şimdiden herkes için iyi bir okul yılı olması temennisiyle..."
Kader YURDAGÜL/Kars/Serhat Birikim