10886,27%-0,51
41,93% -0,01
48,90% 0,21
5441,43% -1,86
9210,81% -2,41
Siyaseti olmayanın insanlığa da faydası olmaz. Tabii ki, kendisine ve çevresine karşı faydasız insan, hayırsız insandır. Toplumda hayırlı yenilikler içeren köklü değişiklikleri gerçekleştirebilmek için siyasi güce ihtiyaç vardır.
İyi yönetim meşru ve adil güç ile meşru güç siyasetle, siyasette güzel ahlakla olur. Ahlaksız siyaset insan ve ülke yararı için değil,kitleleri zalim kişi ve kadrolara kul etmek içindir.İnsanlar adalet beklediklerinden ihanet,, iyilik beklediklerinden de kötülük görüyorlar. Pek çok insan sevmeyi, affetmeyi, dürüstlüğü ve fedakârlığı çoktan unutmuş görünüyor.
Yalanın ve isyanın sergilendiği toplumda utanılacak şeyler teşhir ediliyor ve bundan da büyük bir haz duyuluyor. Mahremlik vitrin; aldatmak, çağdaş vurgunlar yapmak, zekâ hakkı kabul ediliyor. Bütün bu olumsuzlukların baş aktörleri, sonradan çıkıp temiz ellerden söz edip, temiz toplum istiyor….
Dikkat edilirse siyasette ve siyasetçide problem var. Siyasetin amacı halka en iyi şekilde hizmettir. Madde ve insan kaynaklarını amacı doğrultusunda kullanmaktır. Siyaset akıllı, tedbirli, ihtiyatlı ve kurnaz anlamlarında kullanılır. Bu işle uğraşanlara ise siyasetçi denir. Hem siyaset, hem de hizmet ayrı birer sanattır. İkisi de sanatkârın elinde şekil bulur, yararlı olur. Çünkü siyasetin şekillenmesinde halkın huzuru ve refahı bulunur. Bundan dolayıdır ki, siyaset, hizmet için yapılır. Hizmet ise siyasetle büyür ve gelişir.
Şurası muhakkaktır ki, en büyük hizmet insana yapılan hizmettir. Çünkü insan Allah’ın en şerefli yaratığıdır. O akıl ve mantık sahibi, düşünen varlıktır. Bundan dolayı da, insana hizmet, sevgi ve saygıda birleşir.
Siyaset hizmeti tarafsız ve adil bir ortamda yürütülürse değer kazanır. Aksi halde fanatizme dönüşür ki fanatizm de insanlar için bir vahşettir. Fanatizm, her şeyi dar pencereden görür, taraflı görür. Bundan dolayı da kin ve nefretler büyür kamburlaşır, hatta o kadar ileri boyutlara ulaşır ki, tedavi edilemez bir hastalık haline dönüşü verir. İşte o zaman siyaset hizmet amacından uzaklaşmış olur, insanlar ve taraflar arasında ayırımlar başlar. Siyaset , tarafsız bir ortamda gelişirse gerçek hizmete dönüşür. Çünkü, seçimden sonra herkes eşit dengede görülmelidir. Siyaset ve hizmet de en büyük denge ise işi ehline vermek de yatar, buda kariyer ve liyakat esasına dayanır. Kariyersiz ve liyakatsız ortamda yapılan işler ise hizmetin en büyük düşmanıdır. Siyasette, geniş ve kapsamlı düşünmek gerekir. Her şeyi dar kalıpta düşünmek siyaset ilkelerine aykırıdır. Karşı tarafı yıpratmak için doğruları eğri görmek, siyaseti hizmetten uzaklaştırır ve yozlaştırır.
İktidar muhalefeti , muhalefet de iktidarı iyi anlamalıdır., ortak menfaatlerde birleşmelidir. Kin ve nefret her şeyi küçülttüğü gibi hizmetleri de yok eder.Siyaset adamı bilimsel düşünmelidir.On düşünüp bir söylemelidir.
Sonuç olarak da şunu ifade edebilirim. Meşru ve geçerli ölçüler ile bir insanın önce kendisini, ailesini çevresini, akrabasını ve insanlığı yönetmek ve idare etmek , siyasetin içinde olmak demektir. Bu ölçüyü aşar ve başarılarınız, zaferlerinizi, gayri meşru ölçü ve yöntemlerle gerçekleştirirseniz hayatınız boyunca sıkıntıdan kurtulamazsınız. Tarih böyle olayların faiili ile dopdoludur. Ve bugün onlar yoktur.Nitekim, siyaset ve hizmetin yan yana yürüyebilmesi için , kin ve nefretten uzaklaştırılmalıdır. Herkese eşit muamele yapılmalıdır. Her şey vatan için düşüncesi, en üstün düşünce olmalıdır.
‘’ NE KENDİ ETTİ RAHAT, NE HALKA VERDİ HUZUR; YIKILDI GEÇTİ GİTTİ, DAYANSIN KABİRDE YATAN ÖLÜLER.’’ Selam ve saygılarımla
Süleyman TURAN