10058,50%-0,40
34,86% 0,00
36,60% -0,02
3045,73% 1,01
4868,50% 0,64
5 Aralık Türk Kadınına Seçme ve Seçilme hakkının verilmesinin 90.yıl dönümünde Türk Kadınlar Birliği Derneği lğdır Şubesi başkanı Sabiha Sever ve Av.Sedanur Çiflik tarafından dernek binasında dernek üyelerine günün anlam ne önem
5 Aralık Türk Kadınına Seçme ve Seçilme hakkının verilmesinin 90.yıl dönümünde Türk Kadınlar Birliği Derneği lğdır Şubesi başkanı Sabiha Sever ve Av.Sedanur Çiflik tarafından dernek binasında dernek üyelerine günün anlam ne önemiyle ilgili seminer düzenlendi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşıyla başlayan programın açılış konuşmasını yapan Başkan Sabiha Sever, kadın -erkek eşitliği olmadan demokrasi mümkün değil kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olması demokratik bir toplum ve hukuk devleti olmasının temel taşlarından biridir. Ancak eşitliğin sağlanmadığı toplumlarda demokrasi ve adaletin tüm anlamıyla hayata geçmediği gerçeği ile karşı karşıyayız .”dedi.
Başkan Sever,”Kadınların Seçme ve Seçilme hakkını elde edişlerinin bu anlamlı günün ,kadının yaşam hakkının ihlal edildiği bir süreçle gölgelenmiş olmasından dolay duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Günün tarihçesi ve anlamı üzerine bir açıklama yapan Av.Sedanur Çiflik ,”
Bugün, 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü ve Ülkemizde Kadına Seçme ve Seçilme Hakkının Verilmesinin Yıl dönümü. Ve bu hakkı ulu önderimiz Atatürk vermiştir.Kadınların toplumsal hayatta eşitlik ve özgürlük mücadelesinin tarihsel bir anıtı olan bu özel günü birlikte anmak için toplandık. Kadın hakları, sadece kadınların hakları değil, tüm toplumların haklarıdır. Bu sebeple, bugün, kadınların eşitlik mücadelesini ve mücadelenin geldiği noktayı hatırlamak, kutlamak ve haklarımız üzerine düşünmek için bir araya geldik. 5 Aralık, Türk kadınları için önemli bir dönüm noktasıdır. 1934 yılında, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez kadınlara, erkeklerle aynı haklarla seçme ve seçilme hakkı verilmiştir. Bu tarihin önemi, sadece Türk kadınları için değil, tüm dünyada eşitlik mücadelesi veren kadınlar için büyük bir simge olmuştur. O dönemde bu karar, bir devrim niteliğindeydi. Kadınlar, toplumsal hayatta daha önce sadece arka planda yer alırken, artık söz sahibi olabilecek, kararlar verebilecek ve kendi yaşamlarını yönlendirebilecek duruma gelmişlerdir. Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi, Türkiye'nin modernleşme sürecindeki önemli bir adımdı ve Türk kadınları, bu hakkı kazandıktan sonra, yalnızca Türkiye'de değil, tüm dünyada kadın hakları hareketinin bir parçası oldular. O dönemde dahi Mustafa Kemal Atatürk, kadınların toplumsal hayatta yer almasını her zaman savunmuş ve kadınların haklarını elde etmesi için önemli reformlar gerçekleştirmiştir. Bu önemli günde, kadınlarımıza birçok dünya ülkesinden önce seçme ve seçilme hakkı tanıyan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e sonsuz saygı ve şükranlarımızı sunuyoruz. Türkiye, Mustafa Kemal Atatürk sayesinde; Fransa ve İtalya’dan 11, Romanya’dan 12, Bulgaristan’dan 13, Belçika’dan 14, Yunanistan’dan 15, İsviçre’den ise 36 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımıştır. Arabistan ise bu hakkı kadınlarına 2015’de tanımıştır.
Kadın Hakları Bugün Ne Durumda?
Bugün 5 Aralık’ı kutlarken, geçmişte kazanılan hakların önemini takdir etmekle birlikte, hala birçok alanda eşitlik mücadelesinin devam ettiğini unutmamalıyız. Kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanabilmesi, şiddete karşı korunabilmesi ve eşit fırsatlarla hayatlarını sürdürebilmeleri için daha yapılacak çok şey var. Türkiye'de de kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri, sosyal alanda kadına karşı yapılan eşitsizlikler ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi sorunlar, hala ciddi birer toplumsal yara olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sorunların çözülmesi için toplumsal farkındalık, devlet politikaları ve uluslararası işbirlikleri önemlidir. Devletin, başta eğitim olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte koordineli ve samimi olarak toplumda kadına bakış açısını değiştirecek, zihniyet dönüşümünü yapacak politikalar üretmesi ve uygulamaya koyması zorunludur. Bireylerin ve toplumun zihniyet dönüşümünü sağlayacak bilimsel çalışmaların ve buna bağlı hukuki değişikliklerin yapılması gerekmektedir. Kız çocuklarının kesintisiz laik eğitim alması, kadın istihdamını arttıracak politikalar üretilmesi, erken yaşta evlenmelerle etkin mücadele edilmesi, kadına yönelik şiddet ve istismarın önüne geçilmesi gibi kadın-erkek eşitliğini sağlamaya yönelik adımlar hızla atılmalıdır. 2023 yılında TÜİK verilerine göre 16—17 yaşında 10.471 kız çocuğu resmi olarak evlendirildi. Resmi olmayan sayıların çok daha fazla olduğunu ve evlilik yaşının da çok daha düşük olduğunu biliyoruz. Erken yaşta yapılan zorla evlilikler kız çocuklarının eğitim öğretimden kopmasına, ev içi şiddete maruz kalmasına ve şiddetin süreklileşmesine, cinsel istismara ve evlilik içi tecavüze sebep oluyor.
2017 yılından beri her yıl 400’ün üzerinde olmak üzere, Bu yıl bu dakika itibari ile 415 kadın, erkekler tarafından öldürüldü. Bu yıl için yaklaşık 200 kadının ise ölümü hala şüpheli ve aydınlatılmayı bekliyor. Elde olan bu veriler kadın cinayetlerinin giderek arttığını gösteriyor. Kadınlar her yerde öldürülüyor evlerinde öldürülüyor, en yakınlarındaki erkekler tarafından öldürülüyor. Evli oldukları erkekler, ayrılmak istedikleri erkekler, babaları, akrabaları… Erkekler yalnızca kadınları öldürmüyor, kadınların yakınlarındaki kişileri de öldürüyor. Babalar, kadınları tehdit etmek için kendi çocuklarını da öldürüyor örneğin. Ağustos ayında İzmir’de 3 çocuk babaları tarafından öldürüldü. Kimi zaman da intihar etti denilerek kadınların ölümleri karanlıkta bırakılmak isteniyor. Kadınlar pencerelerden, balkonlardan düşüyor. Ama gerçekler er ya da geç açığa çıkıyor. Hiçbirimiz güvende hissetmiyoruz. Yarın o haberde bizim de olmayacağımızın garantisi yok.
6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun Nedir?
Kanunda şiddet; fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmenizle veya acı çekmenizle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketler olarak tanımlanmaktadır. Buna göre, Şiddet sadece dayak yemek değildir; * hakaret etmek,* aşağılamak,* birilerinin yanında küçük düşürmek, * öldürmekle, yaralamakla, sakat bırakmakla tehdit etmek, * istenmeyen zamanlarda ve biçimlerde cinsel ilişkiye zorlamak, * komşularla, arkadaşlarla, akrabalarla görüşülmesine izin vermemek, * ihtiyaçlar için yeterli para vermemek,* kazanılan paraya el koymak, * sürekli nereye kaç lira harcandığını sormak,* ısrarla telefonla aramak, * kimlerle arkadaş olduğunuza karışmak,* takip etmek gibi tüm davranışlar Kanuna göre şiddettir ve bu davranışlara maruz kalmanız durumunda Kanundan faydalanabilirsiniz. Kendinizin yanı sıra, çocuklarınız, anneniz, kız kardeşiniz yani yakınızdaki kişiler de şiddetten zarar görüyor olabilir. Kanun bu kişileri de koruma altına almıştır. Ayrıca Kanundan faydalanabilmek için mutlaka doğrudan şiddete maruz kalmış olmanız gerekmez, bunun tehlikesi ya da tehdidi altında olmanız yeterlidir.
Şiddete uğranılırsa ne yapılmalı?
Şiddete uğradığınızda, size en yakın karakola, jandarma komutanlığına, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne (ŞÖNİM), Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlüğü’ne, Cumhuriyet Başsavcılığı’na, kaymakamlığa/valiliğe, aile mahkemesine, belediyelere ve kadın örgütlerine başvurabilirsiniz. 6284 sayılı Kanun’dan yararlanarak şiddet uygulayana karşı, evden uzaklaştırmak, iletişim araçlarıyla rahatsız etmesini engellemek, evinize, işinize veya diğer adreslerinize yaklaşmasını engellemek, kişisel bilgilerinizi gizletmek, şiddet uygulayıcının silahına el koydurtmak, kişiden korunmak amacıyla yakın koruma talep etmek, tedbir nafakası talep etmek, geçici maddi yardım talep etmek, geçici velayet talep etmek, geçici genel sağlık sigortasına başvurmak, müşterek konuta şerh koydurtmak gibi bazı önlemler alabilirsiniz. Şiddete maruz kaldığınızda ne yapabilirsiniz? Evden çıkamıyorsanız, 7/24 Alo 183 Sosyal Destek Hattı’nı ve 112 Polis İmdat’ı arayabilirsiniz. Cep telefonunuza KADES uygulamasını indirebilirsiniz. Kanun Kapsamında Verilen Karar İhlal Edilirse Ne Yapabilirsiniz? Şiddet gördüğünüz için başvuruda bulundunuz ve mahkeme de size şiddet uygulayan kişiye bulunduğunuz yere yaklaşmasını, telefonla arayıp sizi rahatsız etmesini, mesaj atmasını yasaklayan bir karar verdi. Fakat şiddet uygulayan kişi bu karara uymadı ve eve geldi, size mesaj attı ya da telefonla aradı. Size gönderdiği mesajların içeriği, telefonla arama ya da eve gelme gerekçesi her ne olursa olsun, bunları yaparak mahkeme kararını ihlal etmiş olur. Gönderdiği mesajların içeriğinde hakaret ya da tehdit olmayabilir ya da eve geliş nedeni sadece çocukları görmek olabilir; davranışlarının gerekçesi her ne olursa olsun bu kararı ihlal ettiği gerçeğini değiştirmez Bu durumda bir dilekçe ile savcılığa ya da mahkemeye başvurarak şiddet uygulayanın hangi tarihte, hangi saatte ve ne şekilde kararı ihlal ettiğini mümkünse delillerinizle birlikte bildirmeniz gerekiyor. Bu bildirimi yaparsanız, size şiddet uygulayan kişi 3 ilâ 10 gün arasında tazyik hapsi ile cezalandırılır.
Sonuç Olarak Kadın Hakları Günü, geçmişte kazanılan hakları kutlamak kadar, geleceğe yönelik sorumluluklarımızı da hatırlatmak adına önemlidir. Hepimizin görevi, kadınların yaşam hakkı, eğitim hakkı, sağlık hakkı, özgürlük ve eşitlik hakları için mücadele etmektir. Kadınların güçlendirilmesi, sadece onların değil, toplumun tüm bireylerinin refahıdır. Bugün, kadın hakları mücadelesinin bir adım daha ileri gitmesi için el birliğiyle çalışacağımıza, sesimizi duyuracağımıza, eşitlik için daha fazla adım atılacağına olan inancımızı yineleyerek bu özel günde geçmişten gelen hakların savunucusu ve gelecekteki kadın hakları savaşçısı olacağımıza olan inancımızı pekiştirelim. Hep birlikte, daha adil, eşit ve özgür bir dünya yaratmak için var gücümüzle çalışalım. Kıymetli vaktinizi bana ayırdığınız ve beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. Ayrıca bu özel günde beni buraya davet eden Türk Kadınlar Birliği Derneğine ve yönetimine de teşekkürlerimi iletiyorum. Hepinize Özgür, eşit ve adil bir dünya diliyorum.