Av. Yalçın TURA

Tarih: 08.03.2024 13:09

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ VE YAKLAŞAN TEHLİKENİN BOYUTU

Facebook Twitter Linked-in

 Şeklen de olsa dünya emekçi kadınlar günü kutlu olsun.

                Ben ülkemizin Ortadoğu’ya yönelmesi ve öykünmesi, tek imzayla İstanbul Sözleşmesinin kaldırılması ve bunların kadın öldürülmesine etkilerini anlatmaya çalışacağım.

                Önce İstanbul Sözleşmesini anımsayalım. Tam adıyla Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesidir.  Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan sözleşme 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanmıştır.  Amaç, kadına yönelik şiddeti ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadele etmektir. Kısaca, bu uluslararası insan hakları sözleşmesiyle devletlerin bu konudaki yükümlülükleri de belirlenmektedir.

                Kadınlarımız için neden endişeliyim ve neden süslü cümlelerle kutlama yerine bunu seçtim. 

                Sorunun cevabı erkekler tarafından öldürülen kadın sayısının artması, onları koruyacak olan yasanın tarikatların baskısıyla usulsüz bir şekilde kaldırılması ve en kötüsü de kadınlara bu konuda yalan söylenmesidir.

                Amacım, gericilerin örnek aldığı ülkeleri karalamak değil, o ülkelerdeki yaşamlara özenen kadınlarımızı uyarmak ve aydınlatmaktır. 

                Ülkemizde de son yıllarda kurşunlanarak, bıçaklanarak ve hatta hunharca boğazlanarak öldürülen kadınların durumu göz önüne, geleceğimizin parlak olduğu söylenemez. 

              Sözü dolandırmaya gerek yok. Avrupa’ya sırtının dönerek Ortadoğuya yönelen iktidarın kadın katliamlarındaki rolü ve katkısı yadsınamaz. 

                Burada örneklenen çoğunlukla Arap ülkeler olmaları nedeniyle, dini duygularla değil, yönetim biçimi ile sorunlar yaşandığını vurgulamak isterim. Bu ülkeleri yöneten erkek erkin dini de kadını da sömürdüklerini herkes biliyor, ama görmezlikten geliyor ve bedelini kadınlar canlarıyla ödüyor.

                Şimdi kadına karşı şiddet, doğurganlık hakları, aile içinde kadının yeri ile siyaset ve ekonomide kadının rolünü değerlendirelim.

                Kadınlara Küresel Fon adlı sivil toplum kuruluşu başkanı Zahra Radwan, "Kahire'nin hemen dışında ve başka yerlerdeki bazı köyler geçimini kadın ticareti ve zorla evlendirmeler üzerine kurmuş." demektedir. 

                Yen kıpırdanmalar hariç, Suudi Arabistan'da kadınların araba kullanmaları yasaktır. 

                Altındaki lüks ciplerle dolaşan, ama onlara benzemek için çırpınan kadınların bunları bildiklerini ve aynı akıbetin kendilerini de beklediğini öngördüklerini sanmıyorum.

                Birleşik Arap Emirliklerinde  çok kadınla evlilik, haber vermeden kadını boşama, metres tutma normal karşılanmakta ve hatta çok kadınla evlilik teşvik edilmektedir.  Birden fazla kadın alana yardım yapılmaktadır. Erkek doktorlara ev yapmaları için 200-300 bin dolar yardım yapılmakta olup, kadın doktorlara böyle bir yardım yapılmamaktadır.

             Kuveyit'te, kadın ikinci sınıf muamelesi görmekte ancak, erkeklerle birlikte çalışabilmektedir.

             Suudi Arabistan'da  peçe takmamak, sokakta tek başına yürümek, üniversiteye gitmek, koşmak, sıçramak, araba kullanmak kadınlara yasaktır. Hiçbir kadın kocasının  refakati olmadan yurt dışına çıkamaz. Halka açık yerlerde yüzemez ve erkeklerle bir arada bulunamaz. 

                Mısır’da birkaç  yıl öncesine kadar erkeğin ölen eşiyle ilişki kurabileceğine ilişkin yasalar çıkarılmaya çalışılmıştır.

                 Bu ülkelerin çoğunda, boşanan kadın evini ve çocuklarını kaybediyor. Kadın otobüste koltuktan kalkınca, erkekler sıcağından etkileneceği endişesiyle  koltuğa bir süre oturmuyorlar. 

                Ürdün'deki egemen anlayışa göre “Kadını dövmek onun onurunu incitmez, çünkü kadın doğuştan onursuzdur” deniyor.  Karma eğitim 1990′li yıllarda kaldırıldı. Kız öğrencilerin şort giymeleri ve gösterilere katılmaları yasaklandı. 

                Pakistan'da  kadın ölümlerinin çoğu doğum sırasında gerçekleşir. Tecavüze uğrayan kadın zina yapmış sayılır. Hapishanelerdeki kadın mahkumların %75′i “zina” ile suçlanmaktadır.

Türkiye'de 27 Mayıs 1983'te yürürlüğe giren 2827 No'lu Nüfus Planlaması Yasası ile kürtaj üzerindeki yasal kısıtlama kaldırdı. Yasa, 10 haftaya kadar olan gebeliklerin isteğe bağlı olarak kürtajla sonlandırılmasına izin vermektedir.

Günümüz Türkiye'sinde kürtaj şeklen yasaldır ama kürtajın önündeki görünmez engeller artarak devam etti. Burada iki önemli gerekçe vardır. Bunlardan birincisi muhafazakârlaşmanın artması, ikincisi ise nüfus artış hızının yavaşlaması gösterilmektedir. 

                1980′lerde Ziya Ül Hakk tarafından  şeriat yasalarının ilanıyla  tecavüz suçunda  artış olmuştur. Eve kapatılan kadınlar, güneş görmedikleri için “osteomalasya” kemik erimesi hastalığına  yakalanmaktadır. Bu hastalık tüm Müslüman ülkelerde görülmektedir.

                1991′de Benazir Butto’nun mollalara  taviz vermesi  kadınları iyice zora sokmuştur. Peçeli bir kadınla erkeğin birlikte  çay içtikleri  reklam bile dine aykırı bulunarak yasaklanmıştır. 

                Irak parlamentosunda hiç kadın milletvekili yoktur. Iraklı bir kadın, pasaport almak isterse erkek bir yakınının izin verdiğine dair belge götürmesi gerekmektedir. 

                Suriye 'de kadınlar için yasal evlenme yaşı 17 fakat ülkemizde bulunan Suriyeli mülteci kampında 12 yaşında bir kızın evlendirilmeye çalışıldığı rapor edilmiştir.

                Yemen'de kızların sadece %53'ü ilkokula gönderilmektedir. Kadınların binde 2'si, doğum sırasında hayatını kaybetmektedir

                Sudan'da kızların yasal evlenme yaşı 10'dur. Ortalama olarak her 30 kadından 1'i hamilelik sırasında,  binde 7.3'ü doğum sırasında hayatını kaybetmektedir. 

                Lübnan yasalarına göre tecavüz eden kişi, tecavüze uğrayan kadınla evlenme hakkına sahip olmaktadır. Yasadışı kürtaj yapan kadın 7 yıl hapse mahkum olmaktadır. 

                Kadınlar için evlenme yaşı, Batı Şeria'da 15, Gazze Şeridi'nde de 17'dir. 

                Somali'de, 2012 yılında dünyanın doğum sırasında en yüksek kadın ölüm oranı yaşanmıştır. Bu oran %1.2'dir. Ayrıca hazırlanan bir rapora göre, Somali'deki kamplarda 1200 kadın tecavüze uğramıştır. 

                Cibuti'de cinsel tacizle ilgili bir yasa yoktur. Kadınların %93'ü kadın sünnetine maruz kalmaktadır. 

                Bahreyn'de kadınların %33'ü aile içi şiddete maruz kalmaktadır. 2 kadının tanıklığı 1 erkeğin tanıklığına eşittir. Diğer eşitsizliklere burada anlatmak olanaksızdır. 

                Birleşik Arap Emirliklerinde evlilik dışı çocuk yapmak tutuklanma sebebidir. Müslüman olmayan bir erkekle evlenmeleri de yasalara göre yasaklanmıştır. 

                Libya'da  sosyal işler bakanlığı, Libyalı kadınların yabancı erkeklerle evlenme taleplerini askıya almıştır. Kadınların %99'undan fazlası aile içi şiddet görmektedir.

              Fas ceza kanunu kadınların kocalarını terk etmelerini yasaklamıştır. 15-49 yaş arası kadınların % 44'ü okur yazar değildir. Ülkedeki evliliklerin %10'u,  18 yaşından küçük kızlar ile yapılmıştır.

                Tunus'ta kadınlar aynı işte çalıştığı erkeğe göre, %33 daha az maaş almaktadır. 

                Katar'da kadınların ehliyet alabilmesi için kocalarının izin verdiğine ilişkin  belge getirmeleri zorunludur. Her yıl 100.000 göçmen kadın evlilik dışı doğum yaptığı için hapse girmektedir. 

            Ürdün'lü  bir kadın yabancı bir erkekle evlendiği zaman, hem kocası ve hem de doğacak çocukları Ürdün vatandaşı olamamaktadır. 

                Kuveyt'te cinsel şiddeti yasaklayan bir yasa yoktur. Kadınlar için evlenme yaşı 15, erkekler için bu yaş 17'dir. 

                Umman yasalarına göre kadın mirastan erkeklerin aldığının yarısı kadar pay alabilir. Bu ülkede erkek herhangi bir sebepten dolayı karısını boşayabilmektedir. Ancak bir kadının boşanma hakkını elde edebilmesi için 8 sebep içerisinden birini sağlaması halinde boşayabilmektedir. 

                Bu yazı basın özetleri şeklinde bir derleme olduğundan  kaynak gösterme gereği duyulmamıştır. 

 

 8 Mart 2024  İstanbul/Kartal

Derleyen :  Av. Yalçın TURA

 (Emekli İngilizce öğretmeni)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —