06.02.2023 tarihinde sabaha doğru meydana gelen depremde gözüm Kızılay’ı aradı durdu. Hala ortada görünmeyince neredeler diye sorup soruşturma gereği duydum.
Bu topraklarda yaşayan herkes Türkiye Kızılay Derneği’ni bilir. İyi güzle şimdi neden ortada yok. Gelin hep birlikte irdeleyeli.
Biliyorsunuz 1 Haziran 1868 tarihinde "Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti" adıyla kuruldu Kızılay. 1877'de "Osmanlı Hilali Ahmer Cemiyeti", 1923'de "Türkiye Hilaliahmer Cemiyeti", 1935'te "Türkiye Kızılay Cemiyeti" ve 1947'de "Türkiye Kızılay Derneği" adını alan bu nadide kuruluşa "KIZILAY" adı Atatürk vermiştir.
145 yıllık kurumun amacı; afete hazırlık ve mücadele, kan hizmetleri, sosyal hizmetler, gençlik ve gönüllülük çalışmaları, eğitim hizmetleri ve sağlık hizmetlerini yerine getirmektir. Ülkemizin taraf olduğu tüm savaşlarda, cephe gerisinde kurduğu hastaneler, hasta taşıma servisleri, donattığı hastane gemileri, yetiştirdiği hemşireler ve gönüllü hasta bakıcılarla savaş alanında yaralanan binlerce Mehmetçik’in ve hatta düşman askerinin bile yardımına koşmuştur.
Günümüze gelince, insanlarımız deprem bölgesinde aç, susuz ve çadır bulamazken, biz de Kızılay’ı aradık ama hiçbir yerde görmedik. Merak ettik. Bunca yardımlar ve bağışlar ne oldu diye irdelemeye başladık ve aşağıdaki verilerle karşılaştık.
Kurumun 2020 yılı itibariyle; Afganistan, Bangladeş, Bosna Hersek, Bulgaristan, Endonezya, Filistin, Güney Sudan, Irak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Myanmar, Pakistan, Senegal, Somali, Sudan ve Yemen gibi 15 ülkede Daimi Delegasyon Başkanlığı bulunuyor. Tabi bunların maaşları, yerleri ve diğer giderleri ise dudak uçurtuyor.
Bazı kaynaklara göre Kızılay’nın son 10 yılda 138 farklı ülkede afetlere yardım etmiştir.
Elbette dil, din, ırk ayrımı gözetilmeden çalışmaların yapılması güzel bir şey, ama elaleme bol kepçeyle dağıtılan olanaklar kendi vatandaşımızdan neden esirgeniyor. İnsani yardım alanında küresel bir oyuncu olduğu söylenen bu kurum, eksi derecelerde açıkta ve aç susuz kıvranan kendi yurttaşlarına yardım elini niçin uzatmıyor. Yoksa elini uzatacak gücü mü kalmadı, ya da elini tutanlar mı var…
Suriyeli sığınmacılara kısa sürede sosyal donanımlı çadırkent kurarak onların barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçlarını karşılayan ve Filistin, Sudan, Endonezya, Sri Lanka, Kırgızistan, Kosova, Somali, Pakistan gibi ülkelerde acil ihtiyaçları, kalıcı refaha yönelik çalışmalarla konut, okul, toplum merkezi, ibadethane, kamu tesisleri inşası, sağlık, eğitim, sosyal yardım, tarım ve sulama gibi alanlarda cömertçe davranan kurum, kar altında donmakta olan kendi yurttaşına bir çadırı ve bir tas sıcak çorbayı sunamamış, ya da çok görmüştür.
Bugün (08.02.2023) bir televizyon kanalında konuşan eski başkanlardan Tekin Küçükali
Srilenka da 450 lüks ev, cami ve istek üzerine Budistlere tapınak yaptıklarını anlatıyordu. Bunun takdirini okuyucuya bırakarak, kanımca popülist siyasetçilerin egolarının tatminine yönelik olan bu çalışmalar, kurumun amacına da uygun değildir.
Ayrıca, insan şu soruyu da sormadan edemiyor. Acaba basına da yansıdığı gibi buraya yapılan yardımlar bir kısım dini kullanan vakıflara mı aktarılıyor…
Basında çıkan haberde “… Ensar Vakfı'na Kızılay üzerinden 7 milyon 925 bin dolarlık "bağış" ……
Elazığ depreminin ardından “Para yardımı” çağrısıyla tepki çeken Kızılay’ın, Ensar Vakfı'na 8 milyon dolara yakın "bağış"ta bulunduğu ortaya çıktı.
KIZILAY DOĞRULADI
Söz konusu haberde adı geçen firmada Kızılay’a bağışta bulunmuş ve şart olarak da eğitim hizmetlerine destek vermek amacıyla öğrenci yurdu yapılmak üzere habere konu olan vakfa aktarılmasını istemiştir. Kızılay da bu şartı, bağışçının bu isteğini yerine getirmiştir.”
08.02.2023
Av. Yalçın TURA