Şair “Ne dünya haberliydi köyümden, ne köyüm dünyadan / Köyüm ayrıydı dünya ayrı” demiş. Ancak bu anlayış artık yerel habercilik ve yerel medya ile kaybolup gitmiştir. Yerel gazetecilik; belirli bir bölgenin ve bölge insanını sorunlarını, dertlerini, güzelliklerini, ürünlerini, özelliklerini kısacası tüm içeriğini dış dünyaya yansıtarak o bölgenin tanınmasını, duyulmasını, bilinmesini sürekli kılar.
Yerel gazetecilik yapmak hem gazeteciler hem de o yöre için bir ayrıcalıktır. Yöre gazetecileri, ulusal basının görmediği, girmediği yerlerde kendi bulunduğu yerin sesini duyurur, sorunlarını dile getirerek çözüm yollarının aranmasını sağlar.
Yöre gazetecileri, kendi ilinde, kendi ilçesinde yaşanan olayları başka bölgelerde yaşayanların haberdar olmasını sağladığı gibi, yereldeki önemli gelişme ve olayların da ulusal basın tarafından fark edilmesine kapı açar. Bu anlamda yöre gazetecilerinin elindeki objektif adeta bir teleskopa dönüşerek, o yerleşim yerinin koskoca dünya coğrafyasında görünür, fark edilir olmasını sağlar.
Yerel gazeteler, televizyonlar ve gazeteciler, ulusal medya kuruluş ve çalışanlarından farklı olarak, daha büyük zorluklarla baş etmek zorundadırlar. Gazetelerinin yaşaması ve okura ulaşması için büyük enerji sarf ederken, ekonomik yetersizlikleri de aşmak zorunda kalırlar.
Bu gün ülkemizin bütün illerinin ve birçok ilçesinin kendi gazeteleri yayınlanmaktadır. Onların haberleri hangi güçlüklerle topladığına, hangi koşullarda yayınladıklarına ve gazetelerini nasıl ayakta tutuklarına ilişkin bir dokunsak kırk ah işiteceğimizi biliriz. Çünkü yerelde ayakta kalmanın zorluklarını bu işi yapanlar olarak en iyi biz biliriz.
Her şeye rağmen yine de bir elimizde kalem diğer elimizde objektifimiz ile dünyaya yöre insanımızı, yöremiz güzelliklerini ve sorunlarını anlatmaktan vaz geçmeyiz. Bunları bir gazeteci sorumluluğundan öte bir hemşehri bir vatandaş sorumluluğu ile yerine getiririz. Çünkü tutkumuz başta halkımıza, kentimize olmak üzere tüm ülkemizedir.