Yine yeşerdi / yine çiçeklendi Hanak yaylaları
Damal’dan aşağı estiriyor Yelatanlar
Şaha kalkmış gibi yine / Ulgarlar / incecik dereleriyle Türkmen dağları
Yetimler çocuğuydun / dünyaya kafa tutar / garip bir tatar
Dönemeç dönendin Sazkara’dan Cılavuz’a
Tonguç Baba’nın okuluna / üç gün yayan yapıldak
Şimdi sahipsiz kaldı Evreşe’ye kadar uzanan o dar yollar
Nasıl acımadan kıydı sana o mankurt kafalar
Yine yüksek yüksek tepelere evler kuruluyor
Vatan toprakları hallaç pamuğu gibi atılıyor / yaylalar / madenler satılıyor
Böyle yazılmış bu kadersiz ülkenin yazgısı
Kırk beş yıl geçmiş olsa da aradan / her gün bir Kaftancıoğlu vuruluyor
Güllü Ana’dan Aşır Baba’dan emanetti o yoksullar kavgası
Tek Atlı Tekin Olmaz / anlat sen masallarını
Dilden Dile / Ev Bizim Avlak Bizim / Yurdun Dört Bucağından
Senden bize emanet türküler / senden bize emanet Tüfekliler
Senden emanet bize o tükenmez yaşam sevinci
“Ölüm hiç önemli değil, yaşam var dağ gibi, yaşam var gökyüzü, deniz…”
Yine depreşti yaralarım Garip Tatar’ım / unutulur mu senden kalanlar
Bak yine ortalıkta halka tepeden bakanlar / din bezirgânları önünde kırk takla atanlar
Saltanat önünde sıraya girmiş / mazlumlara / aydınlara kıyıp da cezasız kalanlar
Sen varsın bana yadigâr / senin o onurlu ve gün geçtikçe çelikleşen davan
Gün gün çoğalıyoruz inan / çağıl çağıl bir gençlik geliyor / yurdun dört bucağından
Kutlu olsun doğan gün / batsın bezirgânların sırça sarayları / batsın adaletsiz iktidarları
Biz kuracağız er ya da geç
Helâl lokmaların
Ve yârin yanağından gayri her şeyin kardeşçe paylaşılacağı o güzel sofraları
Biz taşıyacağız yarınlara/ en içten / en sıcak / en bereketli günaydınları…
11Nisan 2025, Alper Akçam