Dr.ALPER AKÇAM

Tarih: 03.03.2025 21:04

HAYAT VE EDEBİYAT…

Facebook Twitter Linked-in

“Ayrılırken mengene gibi sıktı iki eliyle elimi. Eğildi, öpmeye davrandı. Uslanmaz bir eylemciydi! Öptürmedim. Gitti.

Çok sonra öğrendim denetmenlere saldırdığını. ‘Siz kim oluyorsunuz da benim doktorum için ağzımdan söz almaya kalkıyorsunuz? Kaç hayat kurtardınız? Kaç gece sıcak yatağınızdan, karınızın koynundan ameliyata çağrıldınız? Kime bir iyilik ettiniz de iyilik edenlerin başına çorap örmeye kalkıyorsunuz?’

Güçlükle durdurmuşlar bozkır gözlü hastamın kocasını. O çocuksu yürekten umulmayan bir öfkeyle saldırmış kravatlı Ankara denetmenlerine. Zor çıkarmışlar odadan!

Her cuma ve her öğlen üzeri... Haftalarca, aylarca, yıllarca... O hep karşımdaydı. Sevgisi ve saygısıyla ıslanmış gözleriyle, yumurtası, yağı, elması, sepetiyle... 

O kasabadan ayrılırken, orada bıraktım onları. Uzakta kaldılar. Cuma günlerinin öğlen saatlerinde, cemaat minarelerden camilere çağrılırken, kurak ve dost bir yel eser üstüme... Doğudan, toz sokağının oradan, Karadeniz kokan dağların arkasından... Bozkır toprağına, birkaç damla yağmur tanesi düşer. Islak, çiçek ve sevgi kokan… (Doktor Civanım- Toz Sokağının Tozları adlı öyküden)

Kitabımı almış dostum, yazar Hasan Âli Toptaş... “Alper, ağlattın beni” diye aradı. Edebiyat, hayatın ve insanın ezberlerini bozmalı, iktidarların yağdırdığı sahte kopyalara karşı hayat gerçeğinin her yüzüne, her boyutuna uzanmalı, ağlatan damarına da dokunmalı, coşturmalı, düşündürmeli, imgelem ufuklarını açmalı. 

Çok severek okuduğum, Alman faşizminin baskılarına dayanamayıp intihar eden Walter Benjamin, “Hikâye anlatmasını bilenin başına gelir” der. Yetmiş yılı devirmiş ömrümde benim başıma çok şeyler geldi. Ta dedemden, nenemden, onların analarından, babalarından başlayarak çok acılar, çok kavgalar yaşadık, çok güzel şeylere güldük.

Bir kuşak öncemiz anlatırdı; babadan, anadan, hatta amcalardan, bibilerden başlayarak biz yazmaya davrandık.

Doktor Civanım’da gece gündüz koşturan yorgun hekimliğimle duygulu insanlığım, kalem tutan elim buluştu; Şalter Kemal’de futbolcu olarak uzandım satırlara… “Geçmiş Bir Zamandı”dan “Masalsı”ya, “Aslan Asker Arslan”dan “Kiraz”a, “Munise”ye, kimi roman kahramanı, kimi anlatıcı, kimi uzaklardan adı duyulan silik bir imge gibi, doğa ve adalet savaşçısı bir gençliğin, izlenen, yok edilmek istenen bir aydın duruşun izinde, yazdıklarımın içinde oldum; çağımda tanığı olduklarımı çoğaltarak sanatsal alanda yeniden yaşatmaya çaba gösterdim. Kurgu da var yazdıklarımda kuşkusuz, hiç görmediğim, hiç tanığı olmadığım yaşamlara da bakmaya, oralarda da özgür kahramanlar sesiyle, diliyle var olmaya çalıştım.

 

Selim İleri, Halide Edip’in “Ateşten Gömlek” adlı romanına yazdığı “Bugüne bir ‘Ateşten Gömlek’” başlıklı, 1997 tarihli son sözde, “Yakın tarihimizin hangi sancılardan geçtiğini ben en çok romanlardan öğrendim,” der. “Tarih kitapları, hatta ilk elden, ilk tanıklıktan anılar yetmedi,” diye de ekler.

Ben de edebiyattan, romanlardan çok şey öğrendim. Talip Apaydın’ın Kurtuluş Savaşı’nı anlattığı üçlemesi, İlhan Selçuk’un “Yüzbaşı Selahattin’in Romanı”, Attila İlhan’ın “Dersaadette Sabah Ezanları”ndan “Yengecin Kıskacı”na uzanan kitapları okunmadan Cumhuriyet tarihi eksik kalır. Onları İlhan Tarus, Leyla Erbil, Bilge Karasu, Oğuz Atay ve diğerleri tamamlar. Cengiz Aytmatov olmadan Asya bozkırları, Şolohov olmadan II. Dünya Savaşı günleri nasıl bilinebilir?

Milan Kundera, “Yaşamın o zamana kadar bilinmeyen bir yanını keşfetmeyen roman ahlaka aykırıdır. Romanın tek ahlakı bilgidir,” der. (Milan Kundera, ‘Cervantes’in Hor Görülen Mirası, Roman Sanatı, s 18.)

4 Mart Salı günü, Saat 18.00’de, Ankara Tabip Odası’nın “14 Mart Tıp Haftası” etkinlikleri çerçevesinde sağlıkçı-sanatçı dostlarımın arasında, her türden kitaplarımla ben de olayım istedim.

Uygun olan tüm dostları beklerim…

Gününüz aydın olsun.

 

3 Mart 2025, Alper Akçam (Not: “3 Mart Laiklik Günü” nedeniyle “Laiklik Meclisi”nin Ankara’da düzenlediği toplantıda yaptığım konuşmaya coşkulu alkışlarla katılan dostlarıma gönül dolusu teşekkürler)

 ATO SERGİ.jpeg

 

--


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —