Dr.ALPER AKÇAM

Tarih: 21.09.2025 17:23

HATIRAN SU GİBİ AZİZDİR, RUHİ SU…

Facebook Twitter Linked-in

HATIRAN SU GİBİ AZİZDİR, RUHİ SU…

Adını, Drama Köprüsü’nü söylerken öğrendik Ankara Tıp’ın Morfoloji kantininde. Yürekleri yurt ve insan sevgisi dolu devrimci gençlerdik… 68 Kuşağı dediler adımıza… “Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi!”, “Bağımsız Türkiye!” sesleri süslerdi toplantılarımızı, mitinglerimizi.

Bizim sesimizdin sanki de, yalnız söylemeyi değil, dinlemeyi de öğrettin bize… Gençliğimizin baharındaydık; ateşli isyan günlerinde. Bir ODTÜ Amfisi’nde, bir elinden tuttuğun Âşık Ali İzzet, gelip oturdun karşımıza. “Bağırıp çağırmak, slogan atmak yasak!” diyordun. “Mahsus Mahal” derinliğinde düşünmemizi istiyordun. Halk kültürüne ve onun temsilcilerine saygıyı, bize, bize ait bir terbiyeyi öğretiyordun.

Sen göçüp gittikten çok sonra da bilemedik yetim kalmış bir Ermeni çocuğu olduğunu… Aramızdan birileri ün kazanmak için, Batı gözünde bir yerlere çıkmak için sorumlusunun emperyalizm olduğu bir acı tarihi ekmeğe sürmeye, yenilenler, sürülenler, kesilenler üzerinden kendine paye çıkarmaya çalışırken, sen Nazım’ın “Kuvayımilliye Destanı”nı söylüyordun. O tok ve isyankâr sesin ne çok yükseldi evimizde, otuzüçlük plaklarda dönerken… “Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu (…) Mavi gözleri çakmak çakmaktı” diyordun…

Emperyalizme kafa tutmuş, işbirlikçi hainlerle kıran kırana savaşmış “Ata”ya saygın Dumlupınar’da yıldızları titretiyordu.

Ruhi Su’nun 1912 yılında Van’da doğduğu rivayet edilir… Anasının babasının kim olduğunu bile bilmeyen bir garipti o… Hiç unutulmaması gereken, emperyalizm arasında emperyalizmin kışkırtıp yarattığı, kendini bilmez mal mülk hırsızların ve siyaset cambazlarının katıldığı, insanın insan olmaktan çıktığı olaylarda tüm yakınları öldürüldü belki. Önce yoksul bir ailenin yanında, sonra yetimler yurdunda buldu ekmeğini, suyunu… Adana Öksüzler Yurdu'ndan (Darül Eytam) Adana Öğretmen Okulu’na, oradan Ankara Müzik Öğretmen Okulu'na (Musiki Muallim Mektebi) girmeyi başardı. 

1942'de “Ankara Devlet Konservatuvarını”nın Şan bölümünü bitirdi. Aynı yıllarda sırasıyla Ankara Cebeci İkinci Ortaokulu'nda öğretmenliğe, sonra Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nde “Usta Öğreticilik”e uzandı. Cumhurbaşkanlığı Orkestrası’na seçildi, konservatuvarın opera bölümünde de okudu ve daha sonra da Devlet Operası’nda çalıştı. Devlet Operası sanatçısı olarak, Bastien Bastienne, Satılmış Nişanlı, Madame Butterfly, Fidelio, Tosca, Yarasa, Aşk İksiri, Rigoletto, Figaro'nun Düğünü, Maskeli Balo ve Konsolos gibi operalarda rol aldı. Türk Opera sanatının temelinde Ruhi Su'nun da çok büyük bir katkısı vardır.

Ankara Radyosu'nda on beş günde bir yayınlanan türkü programları (Basbariton Ruhi Su Türküler Söylüyor) düzenledi; Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde büyük bir koro oluşturdu. Aldığı klasik batı müziği eğitimini, ömrü boyunca kendini adadığı türkülerin yorum ve icrasına yaklaşımında bir harman yeri yaptı…

Hasanoğlan Köy Enstitüsü’ndeki kavruk Anadolu çocukları hiç unutmadı onun sesini. Tonguç Baba’nın “usta öğreticisi”ydi o; Âşık Veysel gibi, Ali İzzet gibi…

Ruhi Su, sosyalist dünya görüşü nedeniyle 1951TKP (Türkiye Komünist Partisi) tevkifatı dolayısı ile 1952-1957 yılları arasında hapis yatmıştı.1960'da İstanbul Taksim Belediye Gazinosu’nda sahneye çıktı, bir yandan da halk türkülerini kaydedip, arşivleme görevini üstlendi. Radyo programlardan birinde söylediği "Serdari Halimiz Böyle N'olacak? Kısa çöp uzundan hakkın alacak!" türküsü nedeniyle “halkı sınıflara ayırmak yoluyla Komünizm propagandası yapmak”tan radyodaki işine son verildi.

Anadolu toprağının ve halkının derin dip dalgalarını dilinde çoğaltmış, haksızlıklara, adaletsizliklere karşı bir çığlık, güçlü bir ses olmuştu. Bizden daha çok biz olan biriydi… Çoğunlukla bezirgânların, din istismarcılarının halkı kandırmayı başardığı bu kadersiz ülkenin siyaset sahnesinde hep kötü oyunlar oynandı. Ruhi Su’ya da sevdiği topraklar ve kültür zindan edilmeye çalışıldı.

Hatıran su kadar azizdir sevgili Ruhi Su. Sen, Baba Tonguç önderliğinde başlatılmış, o Anadolu Rönesansı’ndan bize kalmış en büyük armağanlardan birisin…

Sesin sesimizde, çilem çilemizde, coşkun coşkumuzda, sevincin sevincimizde…

Çok sesli müzikle Anadolu göçer-kandaş toplum geleneği türkülerinin sentezini sağlayan bir “özgün” yol bıraktın bize…

Ne çok şey yitirdik seninle ve senin gibilerle birlikte. Halkını ve ülkesini gerçekten sevenlere ne çok eziyet etti iktidar koltuğunu elinde tutan bezirgânlar; halkı kendi inancıyla kandıranlar; yargıyı da kendi çirkinliklerine araç kılanlar…

Bu diyar senin hatıranla çok daha güzel. Öz evladısın bu yurdun…

Müjdeler olsun Ruhi Su; artık kurt kuş, dağ taş uyanıyor; yurduna ve tarihine sahip çıkıyor!

Adalet ve özgürlük davası büyüyor.

Hatıran onurumuzdur. Yattığın toprak seni incitmeyecektir…

Hatıran su gibi azizdir Ruhi Su…

 

20 Eylül 2025, Alper Akçam

 

 

 RUHİ SU.jpg


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —