Dr.ALPER AKÇAM

Tarih: 22.12.2025 20:03

NARDUGAN BAYRAMI KUTLU OLSUN!

Facebook Twitter Linked-in

Aralık ayının son günleri yaklaştığında bizde de bazı tartışmalar başlar, “Müslüman Noel Kutlamaz” diyen sesler yükselir.  

İnsanlık tarihinde kimi mevsim dönencelerini, kimi doğa hareketleri insanın yapısı ve doğanın birbirinin tıpkısı, aynısı olmayan ritmik hareketleri nedeniyle, aynı meridyen ve paralel dairelerinde yaşayanların aynı zamanda, farklı coğrafyalarda yaşayanların değişik zamanlarda kutladığı birçok zaman dilimi, kültürlerde yer etmiş şenlik ve bayramlar vardır. Başlangıcı, on binlerce yıl öncesine, tek dinlerin de ötesine uzanan bu kutlamalar sonradan tüm dini kültürlerin içine de katılmış, birer tanrı ve peygamber işareti olarak benimsenmiş, içselleştirilmiştir. Zaman içinde insan toplumları arasında iletişimin artması sonucu, bu inanış biçimi farklı toplumları yöneten iktidarlar tarafından birer iktidar ideolojisi durumuna getirilmiş, hatta yakın çağlarda kimi soygun ve sömürü ağlarının işletilebilmesi, toplumlar arasında dış ve iç savaşlar çıkarılması için birer gerekçe kılınmıştır. Tarihe insanlık utancı olarak geçmiş, milyonlarca insanın birbirinin kanını akıttığı Haçlı Seferleri ve yakın çağda yaşanmaya başlanmış, emperyalist Batı’nın İslam inancını kullanarak kurduğu, kurdurduğu şiddet örgütleri, kardeş kavgaları ile doruğa çıkmış, arkasında ekonomik ve sömürgeci çıkarların bulunduğu birçok gerilim, insanlara rızaya dayalı bir gönüllülük çerçevesinde, ya da şiddet içeren birer hegemonya aracı olarak kullanılmışlardır. Emperyalist kuramcı Samuel Huntington’un “Medeniyetler Çatışması” adını verdiği bu karışıklıklarda kaybeden de çoğunlukla Müslümanlar olmuş, Batı’nın araç olarak kullandığı Şarkiyatçı şiddet politikaları nedeniyle diğer inanç sahipleri arasında “İslamofobi” diye adlandırılan bir anlayış da yaygınlaşmıştır.  

Müslümanların da, yeryüzündeki farklı birçok halk ve kültürden milyarlarca insanın aynı zaman diliminde kutladığı, gece karanlıklarının azalıp güneşli zamanların çoğaldığı dönemlere denk gelen zamanlarda kutlanan Nardugan, ya da Yılbaşı gibi bayramlar, Hıristiyanların İsa’nın doğumu ile ilişkilendirdikleri “Noel” birbirine yakın zamanlarda kutlanır.

Bizde de bu döneme ait kutlamalar, “Müslüman Noel kutlamaz” itirazlarına ve kimi saldırılara bile yol açar.

Tarih araştırmaları, Noel’in kökeninin Asya, Anadolu'daki adının da Nahıl olduğunu, ta İslam, Hıristiyanlık, hatta Musa öncesine, Frigyalılara kadar gittiğini göstermektedir.   

Yılbaşlarındaki kutlamalarda ağaç kullanılması eski Türklere ait bir gelenektir. Nardugan kutlamalarıyla ilgili bilgileri Metin And’da, Pertev Naili Boratav’da, Azerbaycanlı Arif Esmail Esmailinia ve daha birçok toplum bilim insanının araştırmalarında kolaylıkla bulabiliriz.  

Türklerin Orta Asya'dan göç etmeden ve tek tanrılı dinlere geçmelerinden önceki inançlarına göre, yerin göbeğinde, yeryüzünün tam ortasında bir "Akçam ağacı" bulunur. Bu ağacın tepesi de gökyüzünde oturan tanrı Ülgen'in sarayına kadar uzanır ve buna "hayat ağacı" denir.

Buzul çağlarını yaşamış tüm dünya halkları için güneş çok önemlidir. İnançlarına göre, gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 21 Aralık'ta gece, gündüzle savaşır. Bu geceyi takip eden ilk dolunay ise yeni yılın ilk günüydü, çünkü 22 Aralık’ta güneş karanlığı yeniyordu. Güneşin dönüşünü Türkler Nar-Dugan şenliklerinde kutsal akçam ağacı altında kutlardı. Türklerde bayramın adı "nardugan"; "nar=güneş", "tugan/dugan" da "doğan."

Gelelim şimdi yaşadığımız yurda… Yüzlerce yıl öncesinden beri Anadolu’da, tüm halklar birlikte kışın yarılanmış olduğunu, günlerin artık uzadığını muştulayan bu ritüeli birlikte kutlardı. Köse, Saya, Arap oyunları düzenlenir, ateşli, kılık değiştirmeli, şölen sofralı şenliklerde ayrı kültürlerin içinde yaşayan tüm halklar, Müslüman, Hıristiyan, Yahudi, hep birlikte eğlenirdi. Metin And’ın Oyun ve Bügü adlı araştırma kitabından yılbaşından birkaç gün önceye denk düşen günlerde (25-28 Aralık gibi...) yılbaşı kutlamalarının Erzurum köylerini de içermek üzere Anadolu’nun birçok yöresinde yakın zamanlara kadar yapılageldiğini anlamaktayız. Artvin, Posof ve Ardahan köylerinde 31 Aralık gecesi yılbaşı kutlamaları yapıldığına ilişkin derlemeler de vardır. Divrik’in Çamşıklı köylerinde Kış Yarısı Bayramı 15 Ocak’ta kutlanmaktaydı.

Tarih konusunda Hıristiyan Batı dünyasında da tam bir birlik yoktur. Katolik ve Protestan kiliseleri İsa’nın doğum günü olarak 24 Aralık’ı kabul ederken Ortodoks Kilisesi için bu tarih 7 Ocak’tır.

Yılbaşı kutlamaları, Nevroz, Hıdırellez gibi mevsimsel ritüellerin karşılığı farklı kültürlerde Noel, Paskalya vb olarak karşımıza çıkar. Dinler öncesinden bu yana kutlanan bu dönemsel törenler din kurucularıyla, peygamberlerle, ya da mitolojik kutsal adlarla özdeş kılınmaya da çalışılır (Hızır, İlyas, Adonis, Attis vb) Bu kutlamalar birinden öbürüne geçmiş olarak anlaşılmamalıdır; coğrafyanın güneş karşısındaki durumu ve tarım, hayvancılık gerekleri insanlara birden çok yerde birden esin kaynağı olmuştur…

Bugün, yeryüzünü çıkar savaşlarıyla kana, ateşe, açlığa, yoksulluğa, karamsarlığa, karanlığa sürükleyen azınlık oligarşileri, bilinç bulanıklıklarını kullanarak, din istismarcısı işbirlikçileri aracılığıyla özellikle de eğitimsiz kitleler içinde kin ve nefret üzerinden siyaset yapan birlikler kurarak insanlığı baskı altında tutmayı başarıyor.

İnsanlık kültürüyse, birbirine elini uzatarak, paylaşarak, oyunla, gülmeceyle, barış, dostluk, kardeşlik, dünyayı başkasının gözüyle görebilme erdemliliğiyle direnmeyi sürdürüyor.

Selam olsun Gazze için ayağa kalkan Hıristiyan halklara!

Yılbaşı yaklaşıyor. Kutlamayan kutlamasın; kutlayana da karışmasın… Madem öyle ister, kasvetinde, kahrında, kendi karanlığında kalsın…

Tüm insanlığın yeni yılı kutlu, adaletsizliklerin, savaşların, ev bark yıkılmalarının, akıl tutulmalarının da sonu olsun.

Öncelikle, Nardugan Bayramı kutlu, gününüz de aydın olsun.   

 

22 Aralık 2025, Alper Akçam22 ARALIK.jpg 

 

--


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —